Çekişmeli Boşanma Davaları Hakkında

Adından da anlaşılacağı üzere çekişmeli boşanma davaları, genel olarak davalıların aile mahkemelerine ortak beyannamede bulunamadıkları koşullarda açılan boşanma davaları olarak tanımlanırlar.

Çekişmeli Boşanma Davaları

Taraflar boşanma kararı verdikten sonra; nafaka, velayet, mal paylaşımı ve maddi manevi tazminat konularından herhangi birisinde anlaşmaya varamaması halinde açılacak olan dava türüdür. Özellikle taraflar arasında maddi ve manevi çıkarların uyuşmaması durumunda açılan bu davalar süresince, taraflar çıkarlarını korumak için tüm hukuki hizmetlerden yararlanmak durumundadırlar. Başta nafaka ya da tazminat gibi başlıklar olmak üzere mal paylaşımı ve çocukların velayet hakkı durumlar da çekişmeli boşanma davaları kapsamında üzerinde durulan hususlardır. Tüm bu hususlar için en doğru adımın atılması ve tarafların çıkarlarının eşit derecede korunması da aile mahkemesi organlarının sorumluluğu dahilindedir. Ayrıca sadece nafakanın verilip verilmeyeceğine göre değil ayrıca nafaka miktarında da taraflar anlaşamaması durumunda açması gereken dava türüdür.

Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Çekişmeli bir boşanma davası açmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz:

Öncelikle avukat seçmelisiniz. Çekişmeli boşanma davaları teknik davalardır ve bir yanlışta davanız ret olup yargılama gideri ödemek zorunda kalabilirsiniz.

İkinci aşama çekişmeli boşanma davası dilekçesinin hazırlanmasıdır. Çekişmeli boşanma davası için gerekli olan belgeleri ve bilgileri içeren bir dilekçe hazırlanır. Dilekçe, boşanma talebini, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları ve istenen hususları açıklar.

İkinci aşama önemli bir aşamadır. Hangi olay hangi delil ile ispat edilecekse tek tek yazılmalı, Türk Medeni Kanunda yer alan boşanma nedeni belirtilmelidir. Ayrıca dava dilekçesi ile birlikte tanık ve delillerde var ise sunulmalıdır.

Üçüncü aşama hazırlanan dilekçenin mahkemeye verilerek çekişmeli boşanma davası açılmasıdır.; Dilekçe hazırlandıktan sonra, mahkemeye başvuruda bulunmanız gerekmektedir. Başvuru, davanın hangi mahkemede görüleceğini, tarafların bilgilerini ve boşanma talebini içeren dilekçenin mahkemeye sunulmasıdır.

Çekişmeli Boşanma Davası Süreci

Çekişmeli boşanma davası süreci, genellikle aşağıdaki adımlardan oluşur:

İlk adım dava başvurusu adımıdır. Taraflardan biri, boşanma talebini içeren; çekişmeli boşanma davası dava dilekçesini mahkemeye sunar. Talep edilen konular (mal paylaşımı, velayet, nafaka vb.) belirtilir ve gerekli belgeler eklenir.

İkinci aşamada dilekçeler aşaması ve ardından duruşma ve iddiaların mahkemeye sunumudur. Mahkeme, tarafları duruşmaya çağırır. Taraflar, aracılığıyla iddialarını sunarlar. Tarafların talepleri ve anlaşmazlıkları dikkate alınır.

Üçüncü aşama delillerin sunumu ve tartışılmasıdır. Taraflar, iddialarını desteklemek için deliller sunar. Bu deliller, tanıklar, belgeler, uzman görüşleri veya diğer kanıtlar olabilir.

Dördüncü aşama; Mahkeme aile birliğini korumak adına arabuluculuk ve uzlaşma girişimlerinde bulunur. Mahkeme, taraflar arasında anlaşma sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla arabuluculuk veya uzlaşma girişimlerinde bulunabilir. Tarafların anlaşmaya varması durumunda, dava sonlandırılabilir.

Beşinci aşama sözlü yargılama ve karar aşamasıdır. Mahkeme tarafları son kez sözlü olarak dinler ve tarafların iddialarını, delilleri ve mevcut kanunları göz önünde bulundurarak bir karar verir. Bu karar, mal paylaşımı, velayet, nafaka miktarı ve diğer talepleri içerir.

Bu aşamaya kadar ilk derece mahkemesinde çekişmeli boşanma süreci tamamlanır. Çekişmeli boşanma davalarında bir kazanan ve bir kaybeden bulunur. Bu sebeple son aşama tamamlandıktan sonra itiraz süreci başlar. Taraflardan biri, mahkemenin kararına itiraz ederse, bir üst mahkemeye başvurarak kararın yeniden incelenmesini talep edebilir. Bu durumda, davaya ilişkin süreç uzayabilir.

Çekişmeli boşanma davası süreci, karmaşık ve zaman alıcı olabilir. Tarafların avukatları aracılığıyla iyi bir hazırlık yapması ve mevcut kanunları anlaması önemlidir. Taraflar arasında mümkün olduğunca uzlaşma sağlanması, daha hızlı ve daha az maliyetli bir sürecin gerçekleşmesini sağlayabilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Velayet, Geçici Velayet, Çocukla Kişisel İlişki Tesisi Neye Göre Veriliyor?

Velayet, çocuğun günlük yaşamını düzenleyen ve temel ihtiyaçlarını karşılayan kişinin yetkisini ifade eder. Bu yetki, çocuğun bakımı, eğitimi, sağlığı ve diğer önemli konuları kapsar. Çekişmeli boşanma davalarında velayet konusu genellikle tartışmalıdır. Taraflar, çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda anlaşmazlık yaşayabilir ve mahkemeye başvurarak bu konuda karar alınmasını talep edebilir. Velayet boşanma davasında Sosyal Pedagog tarafından hazırlanan uzman raporu sonucu karar veriliyor. Velayetin kimde kalacağına karar verirken, tarafların maddi durumu, eğitimi, müşterek çocuğun yaşı, okulu, isteği göz önünde bulundurulur.

Geçici velayet, boşanma davası süresince geçici bir düzenlemeyi ifade eder. Bu, çocuğun geçici olarak hangi ebeveynin velayetinde kalacağını belirlemek için alınan bir karardır. Geçici velayet kararı, boşanma davası süresince çocuğun güvenliğini, refahını ve çıkarlarını korumak amacıyla verilir. Dava süreci boyunca nihai velayet kararı verilene kadar geçerli olur. Geçici velayette normal velayette olduğu gibi uzman raporu alındıktan sonra tarafların durumlarına göre karar verilmektedir.

Çocukla kişisel ilişki kurulması, boşanma sonrasında çocuğun diğer ebeveynle olan ilişkisini düzenleyen bir konudur. Çekişmeli boşanma davalarında, çocuğun diğer ebeveynle olan temasını düzenlemek için mahkemeye başvurulabilir. Bu ilişki, çocuğun ebeveyniyle düzenli olarak görüşmesini ve iletişimini sağlamak amacıyla belirlenen bir plana dayanır. Çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek bu ilişki düzenlenir. Çocukla kişisel ilişki kamu düzenindendir ve taraflar belirlese bile hakim yeniden kendi günlerini belirleyebilmektedir.

Bu konular, çekişmeli boşanma davalarında hassas ve önemli meselelerdir. Tarafların çocuğun refahı ve çıkarlarını ön planda tutmaları, mahkeme süreci boyunca uygun kanıtlar sunmaları ve uzlaşmaya çalışmaları önemlidir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Miktarı Neye Göre Belirleniyor?

Çekişmeli boşanma davasında nafaka miktarını belirlemek için göz önünde bulundurulan faktörler:

  • Tarafların gelir durumu nafakanın belirlenmesinde önemlidir. Mahkeme, her iki tarafın gelirini, çalışma durumunu, mesleki yeteneklerini ve ekonomik durumlarını değerlendirir.
  • Tarafların geçim şartları ikinci önemli etmendir. Tarafların boşanma öncesi yaşam standartları dikkate alınır. Evlilik süresinceki yaşam tarzları, harcamaları ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulur.
  • Tarafların kaç çocuğu olduğu ve diğerlerinin bakımlarının nasıl karşılandığı önemlidir. Eğer çiftin çocuğu varsa, çocuğun bakımı ve ihtiyaçları nafaka miktarının belirlenmesinde önemli bir faktördür.
  • Eşlerin aldıkları maaş doğrultusunda mali durumu, yani borçları ve alacakların dengesi nafakanın belirlenmesinde önemlidir. Eşlerin varlıkları, mülkleri, borçları ve diğer mali durumları dikkate alınır. Bu faktörler, nafaka miktarının belirlenmesinde etkili olabilir.
  • Diğer önemli husus nafakanın sürekli mi yoksa süreksiz mi bağlanacağıdır. Sürekli nafakalar diğer nafakalara göre sürekli olduğu için daha az olabilmektedir. Nafaka, geçici veya sürekli olabilir. Geçici nafaka, dava sürecinde geçerli olabilirken, sürekli nafaka daha uzun süreli bir maddi destek sağlayabilir.

Bu faktörler, çekişmeli boşanma davasında nafaka miktarının belirlenmesine yardımcı olur. Ancak her dava öznel yani benzersizdir. Nafaka miktarı, tarafların özel koşullarına ve davanın detaylarına bağlı olarak değişebilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Maddi ve Manevi Tazminat Neye Göre Veriliyor?

Çekişmeli boşanma davasında maddi ve manevi tazminat, belirli faktörler göz önünde bulundurularak verilebilir. Maddi tazminat, tarafların ekonomik kayıpları, maddi destek ihtiyaçları ve yaşam standartlarının korunması gibi konuları içerebilir. Manevi tazminat ise duygusal acılar, itibar kaybı, ruhsal sıkıntılar gibi psikolojik etkileri dikkate alır. Mahkeme, tarafların durumunu değerlendirerek, adalet ve hakkaniyet ilkesine uygun olarak hakim tazminat miktarını belirler. Her dava birbirinden farklıdır. Tazminat talepleri davaya özgü olarak değerlendirilir.

Gelin maddi tazminatı daha yakından inceleyelim. Maddi Tazminat:

Maddi tazminat, boşanma sonucunda bir tarafın ekonomik açıdan dezavantajlı duruma düşmesi halinde verilebilir. Bu durumda, mahkeme tarafların mali durumlarını değerlendirir. Gelir düzeyleri, varlıkları, mülkleri, borçları ve mesleki durumları gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Maddi tazminat, evlilik süresince emek veren, kariyerini geri plana atan veya mali bağımlılık yaratılan tarafın, boşanma sonucunda yaşayabileceği ekonomik kayıpları telafi etmeyi amaçlar. Örneğin, ev işlerine odaklanarak kendi kariyerini ihmal eden bir eş, boşanma durumunda maddi açıdan dezavantajlı hale gelebilir. Bu durumda, diğer tarafın ekonomik kaybı telafi etmesi için maddi tazminat talep edilebilir.

Manevi Tazminat ise maddi tazminattan farklı olarak;

Manevi tazminat, duygusal acı, psikolojik sıkıntılar, itibar kaybı gibi duygusal etkileri olan durumlarda verilebilir. Bu tazminat, boşanmanın neden olduğu psikolojik travmalardan dolayı zarar gören tarafın haklarını korumayı hedefler. Mahkeme, çiftin ilişkisini ve boşanma sürecini değerlendirirken, manevi tazminatın gerekliliğini ve miktarını belirlemeye çalışır. Örneğin, aldatma, şiddet veya aşağılama gibi durumlar, manevi tazminat taleplerini destekleyebilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Malların Paylaşımı Neye Göre Yapılıyor?

Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı, çiftlerin evlilik süresince edindikleri mal varlığının nasıl bölüştürüleceği konusunu ele alır. Çekişmeli boşanmadan aslında ayrılmaktadır ve ayrı bir dava ile açılması gerekmektedir. Türk hukukunda, evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığı, mal rejimine bağlı olarak değerlendirilir. Genel olarak, iki mal rejimi söz konusu olabilir:

Edinilmiş Mallara Katılma rejimi: Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığı, katılma rejimi altında değerlendirilir. Bu rejime göre, çiftlerin evlilik süresince elde ettikleri mallar ortak mal olarak kabul edilir. Ancak boşanma durumunda, katılma rejimi uyarınca edinilen malların değeri eşler arasında adil bir şekilde bölüştürülür. Bu bölüştürme, çiftlerin mali katkıları, emekleri ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak değil doğrudan yarı yarıya olacak şekilde yapılır.

Mal ayrılığı rejimi: Çiftler, evlilik birliğinin başlangıcında mal ayrılığı rejimini tercih etmişse, evlilik süresince edinilen mallar ayrı mal olarak kabul edilir. Bu durumda, boşanma durumunda her eş, kendi elde ettiği mal varlığına sahip olur ve bölüştürme yapılmaz. Halk arasında bu mal rejimi seçimine evlilik sözleşmesi de denmektedir.;

Çekişmeli boşanma davasında mal paylaşımı, tarafların mal rejimi, mal edinimleri, mülklerin kaynakları, mali katkılar ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak yapılır. Mahkeme, tarafların ekonomik durumlarını, malların değerini ve diğer ilgili faktörleri dikkate alarak adil bir mal paylaşımı kararı verir.

Çekişmeli Boşanma Davası Kapsamında Görev Yapacak Avukatların Sorumlulukları

Çekişmeli boşanma davası kapsamında avukatların sorumlulukları yukarıda da anlatıldığı üzere çeşitlilik gösterir. Eğer savundukları tarafların çocukları varsa velayet hakkının alınması için yasal yetkilerini kullanırlar. Çeşitli denetlemeler ve değerlendirmelerle, tarafın çocuğa gerçekten psikolojik, maddi ya da manevi açıdan destek olabileceğinin takibini yaparlar.

Gerekli koşulların sağlanması durumunda bunu aile mahkemelerinde görevli savcılık makamlarına ispatlamakla yükümlüdürler. Tüm bunların yanı sıra çekişmeli boşanma davaları kapsamında görev yapan avukatlar, tarafların maddi olarak tazminat hakkının ya da nafaka hakkının belirlenmesi gibi konulara da odaklanırlar. Eğer taraflar boşanma davası sürecinde psikolojik açıdan yıpranmaya odaklıysa ve psikolojik olarak çıkarlarının korunması gerekiyorsa, avukatlar bunun takibini yaparlar. Eğer psikolojik yıpranma durumunun ispatı yapılırsa kişinin tazminat hakkına sahip olması için gerekli ifadeler ve beyannamelerin verilmesi sorumluluğu da boşanma avukatına aittir.

Çekişmeli Boşanma Davaları Kapsamında Tarafların Dikkat Etmesi Gereken Konular

Çekişmeli boşanma davaları kapsamında tarafların öncelikli olarak kendi kişisel çıkarlarını başta olmak üzere maddi, manevi ve ailevi çıkarlarını da korumaları gerekmektedir. Süreç boyunca özellikle mal ayrılığı, velayet hakkı gibi konular çekişmeli boşanma davalarının takibini ve beyannamelerini taraflar için zorlaştıran konular olarak öne çıkar. Tarafların kendi çıkarlarını koruyabilmeleri açısından, verecekleri beyannameler de hukuki zemine uygun olarak tasarlanmalıdır. Özellikle velayet hakkının talep edilmesi durumunda, tarafın hem psikolojik hem de manevi açıdan sorumluluk alabilecek bir yapıda olduğunu ispatlaması en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkar.

Çekişmeli Boşanmanın Anlaşmalı Boşanmadan Farkı

Çekişmeli boşanma ile anlaşmalı boşanma arasında çok temel farklılıklar bulunmaktadır. 1. Farklılık Anlaşma Durumudur. Anlaşmalı boşanma davaları, eşler boşanma konusunda anlaşmışlardır ve çoğu konuda ortak bir uzlaşıya varmışlardır. Ancak çekişmeli boşanma durumunda, eşler arasında anlaşmazlıklar ve ihtilaflar vardır. Mal paylaşımı, velayet, nafaka gibi konularda anlaşma sağlanamamıştır.

İkinci farklılık mahkeme sürecidir. Anlaşmalı boşanmada, çiftlerin ortak olarak sunduğu bir boşanma protokolü mahkeme tarafından onaylanır ve karara bağlanır. Bu süreç daha hızlı ve daha az karmaşıktır. Çekişmeli boşanmada ise mahkeme, tarafların taleplerini ve delillerini dikkate alarak karar verir. Bu süreç daha uzun sürebilir ve daha fazla hukuki mücadele gerektirebilir.

Üçüncü farklılık. Uzlaşma ve Arabuluculuktur. Anlaşmalı boşanmada, taraflar çoğunlukla uzlaşma ve arabuluculuk yoluyla anlaşmaya çalışır. Ancak çekişmeli boşanmada, taraflar arasında anlaşmazlıklar olduğu için arabuluculuk veya uzlaşma girişimleri daha zor olabilir.

Dördüncü farklılık. Çekişmeli boşanma genellikle daha fazla hukuki mücadele gerektirir. Taraflar, birbirlerinin iddialarını çürütmek veya kendi taleplerini savunmak için deliller sunarlar. Bu süreç daha stresli ve maliyetli olabilir. Anlaşmalı boşanma davaları maksimum 2 hafta sürerken, çekişmeli boşanma davaları 4, 5 yıla kadar uzayabilmektedir.

Sonuç olarak anlaşmalı ve çekişmeli boşanma birbirlerinden temel noktalarda ayrılır. Anlaşmalı boşanmada, taraflar karşılıklı anlaşma ile boşanır ve çoğu konuda uzlaşmış olurlar. Ancak çekişmeli boşanmada, mahkeme kararı ile boşanma gerçekleşir ve tarafların talepleri mahkeme tarafından belirlenir.

Yorum yapın

Open chat
Merhaba 👋
Size yardımcı olabilir miyiz?
Hemen Ara